Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), 2005 yılında uygulamaya konulan “Aile Hekimliği” sisteminin, son 18 yılda ‘halk sağlığını koruyucu’ hedeften bürokratik belge verme merkezlerine dönüştüğünü bildirdi.
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası’nda (AHESEN) bu hafta düzenlenen ve 11 ülkeden aile hekimlerinin katıldığı çalıştayın ardından hazırlanan rapor, Türkiye’de aile hekimliğinin sağlık gereksinimlerinin yanı sıra bürokratik süreçlerin taleplerinin karşılandığı merkezlere dönüştüğünü gözler önüne serdi.
“Türkiye’de Aile Hekimliği Uygulamasında Mevcut Durum Özet Çalıştay Raporu Özeti”nde sağlık sorunlarının %90’ı aile hekimlerinin sunduğu sağlık hizmetleri ile çözülmektedir. Hastaların hastanelere gereksiz yere yığılması ve hizmet talepleri ortadan kaldırılacaktır. bürokratlar için sağlık dışında her türlü işin doğal olarak yapıldığı belge merkezlerine dönüştü.
AHESEN çalıştayında AHESEN Prof. Dr. Ersin Akpınar başkanlığını yaptı. AHESEN Başkanı Dr. Gürsel Özer, “Aile hekimliği uygulaması ilk ortaya çıktığı günden bu yana birçok değişiklik gördüğü için amacından sapmıştır.”
“Kontrolsüz işler masaya yatırıldı”
Çalıştay Başkanı Prof. Ersin Akpınar, “Birinci basamak sağlık hizmetleri yüksek olan ülkeler daha iyi sağlık sonuçlarına ve daha düşük maliyete sahip oluyorlar. İhtiyaç duymayan tıbbi gereksinimler yerine, nüfusun taleplerine göre kaynak tahsis eden sistemlerin olduğu yaygın kabul görüyor. ek ödemeler, sağlık hizmetlerinin finansmanı yükümlülüğünü üstlenmek ve birçok alanda birinci basamak sağlık hizmeti sunmak maliyet açısından daha verimlidir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde Aile Hekimliği Uygulaması ilk olarak 2005 yılında Düzce’de pilot proje olarak başlatılmıştır. 2010 yılında uygulama ülke çapında yaygınlaştırılmıştır. Takip eden 18 yılda aile hekimlerinin sunduğu hizmetleri tanımlamak için kullanılan terimler netleşmemiş, hatta vatandaşların “adres tespiti” gibi sağlıkla ilgili olmayan hizmetleri bile aile hekimlerine verilmiştir. Tüm kurum ve kuruluşlardan aile hekimliği konusunda kontrolsüz angarya uygulanmaktadır. Vatandaş ikametgahında olsa bile aile hekiminden belge istemesi isteniyor. Aile hekimlerinin hekimlik yapmasını yasaklayan cezai düzenlemelerin yasalaşmasında ise 2005 yılından itibaren bambaşka bir duruma gelinmiştir.”
Diğer ülkelerden aile hekimliği sistemleri analiz edildi
Sunumunda aile hekimliğinin başarılı olduğu ülkelerden örnekler verdi Dr. Akpınar, aile hekimliğinin başarıyla uygulandığı ülkelerden örnekler paylaştı. Dr. Akpınar şunları söyledi:
“Almanya, İngiltere, Hollanda, Güney Kore, Amerika Birleşik Devletleri, Belçika, Portekiz, İspanya, Norveç, Malta ve İsveç’te sağlık sistemi ve aile hekimliği uygulamaları değerlendirildi. Kurula bu ülkelerde görev yapan aile hekimleri katıldı. her ülkede aile hekimlerinin sorumlulukları, görevleri ve yaşam kaliteleri, sağlık sistemi içerisinde sağlık çalışanlarının ve hastaların memnuniyetleri, ülkeler bazında sağlık göstergeleri değerlendirilmiş ve aile hekimliği uygulamasında karşılaşılan sorunlar kullanılarak öneriler sunulmuştur. kendi ülkemizde ve diğer örneklerde… Dünya örnekleri gösteriyor ki aile hekimlerinin sorumlu olduğu hasta popülasyonu ortalama 1 bin ile bin 500 arasında gösterilirken, kendi ülkemizde bu rakam 3000 500’lerde kalıyor.”
Gelişmiş dünyada aile hekiminin, Aile Hekimliği tarafından sunulan birinci basamak sağlık hizmetleri için “aile sağlık çalışanı, tıbbi sekreter, psikolog, fizyoterapist ve diyetisyen diş asistanı, sosyal
çalışmacı, hizmet personeli”nden oluşan bir ekiple sağlık hizmeti sunan kişi olduğunu kaydeden Dr. Pratik. Doktor. Akpınar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak ülkemizde birinci basamak sağlık ekibinde aile hekimine sadece aileden gelen sağlık profesyonellerinin eşlik etmesine izin verildiği bir gerçektir. sağlık sorunlarının çoğu aile hekimleri tarafından sunulan tıbbi hizmetlerle çözülebilmekte, bu sayede hastanelerde gereksiz hasta yığılması ve hizmet sunumu ihtiyacı ortadan kaldırılmaktadır.
Aile hekimlerinin tüm dünyada sağlık hizmeti sunumu için her hastanın muayenesinin en az 15 dakika sürebileceğini açıklayan Dr. Akpınar, şunları kaydetti: Akpınar dedi. Akpınar yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Aile hekimlerinin ikinci basamağa sevk oranı yüzde 10 dolayında kalıyor. Ayrca aile hekimlerinin hizmet verdiği binalarda donanımlar, paydaşlarca destekleniyor ve özen yükümlülüğü içinde sorunsuz işliyor. Örneğin Almanya’da aşılamalar için soğuk zincir kırılmaları asla söz konusu değil çünkü hiçbir birimde elektrik kesintisi söz konusu olmuyor, önlem icin jeneratör dahi bulunduruluyor. Aile hekimliği uygulamasında ‘ceza yönetmeliği’ şeklinde bir uygulama ise dünyanın hiçbir ülkesinde yok.”