Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Üsküdar’da gençlerle bir araya gelmesi sırasında hemşirelerin teşvik ödemelerinde eşitlik talebi, Erdoğan’ın spontane bir şekilde verdiği seçim vaadiyle sağlık camiasının gündemine oturdu.
Cumhurbaşkanı’nın, Amerika’daki uygulamalara örnek vererek “Hemşirelerde sınıf atlama olayını başarmamız lazım” sözleri ve doktor yetkisi kullanabilen üst segmente atıfta bulunması da tartışmanın boyutlarını genişletti.
AKP Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın hemşirelere doktor yetkisi vaadi, 4 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimleri öncesi gündemde. Ancak, hemşirelerin çoğunluğu doktor yetkisi yerine özlük haklarının ve mesleki saygınlıklarının geri verilmesini talep ediyor. Seçimlere bir aydan az bir süre kala, hemşirelerin bu talepleri önem kazanıyor.
“Biz Doktor Statüsünde Olmak İstemiyoruz!”
İlkay Yavuz (Yoğun Bakım Hemşiresi): Biz doktor statüsünde olmak istemiyoruz, emekliliğe yansıyan yoksulluk sınırı üstünde tek kalem maaş istiyoruz. Kendi mesleğimizde branşlaşma ve uzmanlık istiyoruz. Cumhurbaşkanı’nın bu söylemi ekip içi çatışma doğurur. Hiçbir hemşire doktor olmak istemez. Biz kendi mesleğimize sahip çıkıp saygınlığını kazanmasını istiyoruz. Ben 24 yıllık meslek hayatımın 13 yılında yoğun bakım ünitesinde çalıştım. Yoğun bakım uzman hemşiresi olmak istiyorum ve bununla ilgili her türlü sınava girerim.
“Doktor Yardımcısı Olmak Gibi Bir Talebimiz Yok”
M.A. (Yoğun Bakım Hemşiresi): Bizler doktor yardımcısı değiliz hemşireyiz. Doktor yardımcısı olma gibi bir talebimiz yok. Hepimizin görev tanımları var. Var ama sağlıktaki bütün branşlar sadece kendi görev tanımını karşılaşıyorken biz her işe koşan kişileriz. Saygınlık istiyoruz, kendi mesleğimizde yükselmek istiyoruz. Şartların insani olmasını bekliyoruz sadece kendimiz için değil yatan hastaların hayatı için daha iyi bir bakım,daha iyi bir tedavi daha iyi bir takip için. Hastaya sadece ilaçlarını infüzyonlarını yetiştirmek için calışıyoruz. Daha çok ilgilenmeliyiz daha iyi bir takip için çabalamalıyız. Sağlık sadece ilaç yetiştirme değil psikolojik yönü de var yoğun bakımda dünya standartlarının çok çok üstünde hasta bakıyoruz. Bu insani değil hastaları dinleyecek vakit yok. Psikolojik destek veremiyoruz. Hastaya kendini rahat ve güvende hissettirebilecek pozisyonu bulamıyoruz. Başkalarının işini yapmaktan ve standartların üstünde hasta sayısı bakmaktan kendi işimizi yapamıyoruz. Gençliğimi heba ettiğim bunca yıl okuyup sayısız girdiğim sınavların karşılığı da kira ve faturalara bile zor yetiştiriyoruz. Bir kahve ve bir yemek bile dışarıdan yerken iki kere düşünüyoruz. Buna büyükşehirlerin kira fiyatları da eklenirse bu tablo çok kötü malesef. Emeğimizin karşılığı bu olmamalıdır.